4/18/2014

Dünyanın En Yeşil Şehirleri



Kim derdi ki bir gün gelecek, insanlar daha sürdürülebilir bir yaşam sürme yolunda arabalarından vazgeçecek? Bu henüz ülkemizde oturmamış bir fikir olsa da, bazı önde gelen Avrupa şehirlerinde yıllardır süregelen trafik ve hava kirliliğinden kurtulmak isteyen yerli halk, yaşadıkları şehirleri daha yaşanılabilir kılmak için rahatlıktan vazgeçmeye hazır!

Buna en güzel örnek, 2011 yılında Avrupa’nın en yeşil başkenti seçilen Almanya’nın Hamburg şehri. Hamburg belediyesi yirmi yıl sürecek bir planla bugün şehrin içinden geçen tüm arabaları dışardan dolaşacak şekilde yöneltecek. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Hamburg’da yeşil bir ulaşım ağı kurmayı planlayan şehir yönetimi, yaya ve bisiklet yollarını birleştirerek şehir içerisindeki trafik akışını rahatlatmayı hedefliyor. Plan kapsamında ele alınan bir diğer alan yeşil alanlar. Buna göre, mevcut yeşil alanlar genişletilecek ve yeni park, ortak bahçe, ve oyun alanları yaratılarak şehirdeki toplam yeşil alan miktarı artırılacak. Burdaki esas hedef, tüm halkın, şehrin her bir noktasına yayılmış olacak olan yeşil alanlara bisiklet yoluyla veya yürüyerek rahatça ulaşabilmesi.

Plan tamamlandığı zaman Hamburg, şehrin toplam alanının yüzde kırk (40%)’ını oluşturan yaklaşık 70 milyon metre karelik bir alanı kaplayan yeşil alana sahip olacak. Buna göre haftasonu dinlenmesi için normalde araba ile şehir dışına çıkma ihtiyacı duyan insan sayısı azalacak. Hem de tüm bunlar, araçların şehrin en işlek caddelerine girmesini yasaklamadan mümkün olacak! Çünkü Hamburg yönetimi, şehri yeşil bir halka şeklinde çevreleycek olan doğa dostu girişimlere tüm halkın onay vereceğini ve buna göre davranışlarını düzenleyeceğini biliyor.

Girişimlerin bir başka hedefi, yarım yüzyılda avaraj sıcaklıkların 9 derece yükseldiği Almanya’nın en büyük ikinci şehri Hamburg’da artan sıcaklıkları ve sel olaylarını engellemek. Tabii bu gibi yeşil girişimlerde bulunan tek büyük şehir Hamburg değil. Doğa dostu girişimlerde dünya liderlerinden olan Kanada’nın Vancouver şehri, 2020 yılına kadar dünyanın en yeşil şehri olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor. Hidroelektrik enerjisinin toplam enerji ihtiyacının yüzde doksan (90%)’ını karşıladığı şehirde, rüzgar, güneş, ve dalga enerjileri gibi farklı yenilenebilir enerji kaynaklarını da görmek mümkün.

Vancouver’in öne çıktığı bir başka alan ise 248 mil boyunca uzanan bisiklet yolları ve yüksek rağbet gören araç paylaşım programları. 2020 yılına kadar devreye sokmayı planladıkları katı yeşil bina yönetmelikleri ve mevcut binaların enerji verimliliklerini artırmayı şart koşan yasaları sayesinde, şehrin karbon nötr yapılar alanında da lider olması bekleniyor.

Bu alanda önde gelen bir diğer şehir, ABD’nin en yoğun nüfusuna sahip şehirlerinden biri San Francisco. Hava temizliğinden atık yönetimine, çevre dostu ulaşım olanaklarından bilinçli halkına kadar her alanda örnek alınması gereken bir şehir! Bu girişimlerin hem orda yaşayan halk hem de ziyarete gelen turisterin yaşam kalitesini artırdığını söyleyen şehir yönetimi, şehirden çıkan tüm atığın yaklaşık yüzde seksen (80%)’ini geri dönüştürüyor, toplam alanının yüzde yirmi (20%)’sini yeşil alan olarak halkın kullanımına sunuyor, ve 500’e yakın yeşil standart LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) onaylı yeşil bina bulunduruyor. San Francisco’nun lider olduğu bir başka alan ise şehrin farklı noktlarına yerleştirilmiş 200’e yakın şarj istasyonu ile yoğun talep gören elektrikli araba kullanımı.

Yeşil girişimleri ile örnek alınması gereken bir başka şehir Norveç’in başkenti Oslo. Toplam alanının yüzde yetmiş (70%)’ini koruma altında olan ormanlar, su yolları, ve tarım alanlarının oluşturduğu şehrin, Avrupa’nın önde gelen sürdürülebilir şehirlerinden biri olarak tanımlanması süpriz değil! Yeşil alanda yapılan öncü girişimleri arasında trafik yoğunluğu ve hava durumuna göre gereken ayarlamayı yapan akıllı ışıklandırma, atıklardan üretilen biyo-metanın toplu taşıma araçlarında ve ısınmada yakıt olarak kullanılması, ve şehirde çalışan binlerce insanı ve işyerini kapsayan eko-sertifikalandırma programı geliyor.

Bu girişimleri sayesinde Oslo yönetimi, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yarı yarıya azaltmak ve 2050’ye kadar karbon nötr olmayı hedefliyor! Bu planlarının en büyük parçası olarak da ulaşım sektörününü ele alan şehir, bugün kullanımda olan araba ve bisiklet paylaşım programlarına ek olarak, elektrikli araçlara ücretsiz park yeri ve trafikte öncelik hakkı sağlayarak halk tarafından tercih edilmelerini sağlıyor. Bunun yanında, bugün yüzde seksen (80%)’i fazla atıklardan elde edilen biyokütle ve diğer yenilenebilir enerjilerle çalıştırılan ısıtma sistemleri, önümüzdeki on yıl içerisinde yüzde yüz (100%) yenilenebilir enerji kaynaklı olacak şekilde planlanıyor.

Dünyanın farklı noktaları, gelecek nesillerin devamlılığını destekleyen sürdürülebilir tasarım ve yaşam stillerine yönelirken, bu alanda atılan adımların ülkemizde de örnek alınarak uygulanması en büyük dileğimiz.


Çise Ünlüer (13 Nisan 2014)
ciseunluer@gmail.com

0 yorum :

Post a Comment

 
YEŞİLE DÖNÜŞ | ÇİSE ÜNLÜER | GREEN IT