7/07/2014

Yeşil Olmanın 5 Yolu



Haberler, politika, teknoloji, ve hatta moda! Doğaya önem veren yeşil ürün ve yaklaşımları her yerde görmeye alıştık. Artık etrafımızda organik yiyecekleri tercih eden, hava ne kadar sıcak olursa olsun klima çalıştırmayan, ve yaşadıkları şehirlerdeki geri dönüşüm olanaklarını araştıran insanların sayısı gittikçe artıyor. Bugüne kadar alışılagelmiş alışkanlıklarınızda doğa dostu değişiklikler yapmak istiyor ama bir türlü gereken adımları atamıyorsanız, okumaya devam edin...

Konu ne olursa olsun, hayatımızda küçük değişkliler yapmak için bazen büyük resme bakmakta yarar var. Küreselleşmenin getirileri sayesinde dünya gittikçe küçülürken, bizden uzak başka ülkelerde yaşayan insanların nasıl yaşadıkları konusunda daha fazla bilgiye sahibiz. Artık aklımızın ucuna bile gelmeyen hayatlarla aramızdaki bağlar tahmin edebileceğimizden daha güçlü. Örneğin, Çin’de üretilen bir oyuncak, Avrupa’daki bir çocuğun hayat kalitesini etkileyebiliyor. Arjantin’de yetiştirilen bitkilerde kullanılan bir tarım ilacı, Amerika’daki halkın sağlığını bozabiliyor, Avusturalya’dan çıkan sera gazları, Brezilya’daki yağmur ormanlarının azalmasına neden olabiliyor...

Adeta senkronize olmuş hayatlar içerisinde bugün attığımız basit bir adımın gezegen üzerindeki iyi veya kötü etkisini öngörmek sadece biraz düşünce gerektiriyor. Bu noktada size iyi bir haberim var: Her ne kadar başkalarının hareketleri hayatlarımızı etkileyebiliyorsa da, birey olarak kendi seçimlerimizi ve dolayısı ile çevremiz ve dünya üzerindeki etkimizi kontrol altına almak tamamen kendi kontrolümüzde! Yediğimiz yemeklerden evimizi aydınlatmak için satın aldığımız ampüllere, tatile gideceğimiz mekandan kime oy vereceğimize kadar giden kararlarımız küresel bir etkiye sahip.

Unutmamamız gereken esas nokta: Dünyanın neresinde olursa olsun, doğayı canlı tutmak hepimizin yararına! Ancak şunu da vurgulamakta yarar var, yeşil bir hayat sürmek sadece yağmur ormanlarının korunması anlamına gelmiyor. Aynı zamanda sağlığımıza gereken önemi vermek, hayat kalitemizi artırmak anlamına da geliyor. Gelin bu alanda yapabileceğiniz 5 basit girişime yakından bakalım...

Gerçek yiyecekler tüketin! Gerçek derken mevsimine uygun, yerel, ve katkısız gıdalardan bahsediyoruz. Doğal ve yerel yiyecekleri tercih ederek, gıdaların evinize ulaşana kadar yüzlerce mil yol alıp küresel ısınmaya neden olmadığından emin olabilirsiniz. Mümkün oldukça mevsiminde ve taze yiyecekler tüketerek gereksiz paketlemenin önüne geçebilir; organik gıdalara yönelerek tüm baskılara rağmen katkısız üretim yapmaya çalışan tarım sektörünü destekleyebilirsiniz.

Yetişkin bir kadının cildi yaşamı boyunca yaklaşık olarak 2 kg kozmetik ürün emer. Buna benzer bir miktar erkekler için de geçerli! Vücudumuzun en büyük organı derimiz, sabunlardan güneş yağlarına, üzerine koyduğumuz kozmetik ürünlerin  yüzde altmış (60%)’ını emerek bu ürünlerdeki kimyalların vücudumuza karışmasına neden olur. Bu durumu ortadan kaldırmak için kimyasallardan arınmış kişisel bakım ürünlerine yönelebilir, gerçekten gerekmedikçe bu ürünleri kullanmamaya özen gösterebilirsiniz.

Mobilyalarınız, elbiseleriniz, arabanız, telefonunuz... Bugün sahip olduğunuz tüm eşyalar size ulaşana kadar tahmin edebileceğinizden çok daha fazla adımdan geçerek sadece üretimleri ile değil ulaşımları ile de çevreye zarar verir. Aldıklarınızın doğaya verikleri zararı biraz olsun azaltmak için her tüketiminizin farkında olarak, gerekliliğini sorgulayarak adım atabilirsiniz. Bu sorunu ortadan kaldırmanın en kesin yolu kontrolsüz tüketim alışkanlıklarından tamamem kurtulmak olsa da, mümkün oldukça sürdürülebilir kaynaklardan elde edilmiş hammadelerden üretilen, geriye dönüştürülebilen, veya ikinci el ürünleri tercih edebilirsiniz.

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de yatırımı yapılmaya başlanan yenilenebilir enerji kullanımını içeren girişimlere destek vermek, geleceğiniz için yapabileceğiniz en yararlı yatırımlardan biri. Günün büyük bir kısmında güneş gören ülkemizde kurulacak basit bir panel sistemiyle, neredeyse kesintisiz elektrik üretmek mümkün. Yapacağınız yatırımı 3-4 sene gibi kısa bir sürede geri ödeyen bu sistem, hem iş hem yerleşim yerleri için temiz ve sürdürülebilir bir enerji fırsatı sunuyor.

Ülkemizde yıllardır tam anlamı ile çözüm getirilmemiş olan toplu taşımacılık çıkmazı için kendi çözümlerinizi yaratın! Genelde kısa mesafelerde olan tüm toplantılarınıza yürüyerek veya bisikletle gitmeyi deneyin. Sizinle aynı bölgede çalışan komşularınızla araba paylaşımı için girişimlerde bulunun. Şu an planlama aşamasında olan bisiklet paylaşım programlarını destekleyerek, özellikle şehirlerin işlek caddelerinde belediyelerin bisiklet kullanımı için uygun yolları kurması için talepte bulunabilirsiniz.


Çise Ünlüer (6 Temmuz 2014)

ciseunluer@gmail.com

0 yorum :

Post a Comment

 
YEŞİLE DÖNÜŞ | ÇİSE ÜNLÜER | GREEN IT